Barın birindeyim, saat gece yarısını geçti. Yanımda bir kız
dans ediyor, ismi Esin. Dans etmem için zorluyor ama edemem, kafam o kadar
güzel değil. Bir sigara daha yakıyorum ve ılımış biramdan ağzım kuruduğu için
tatsız bir yudum alıyorum. İki gün önce Esin’le buluştuğumuzda sokak
lambasından toprağa yansıyan silüetlerimizi aklıma getiriyorum. Bana bakışını,
sigara isteyişini ve Hank Moody’ye benziyorsun deyişini de aynı zamanda. Dans
etmem için halen zorluyor, artık fiziksel temasa geçti ama tepki vermiyorum.
İki buçuk saniyeliğine dans edermiş gibi yapıp kendime ve içinden çıkamadığım
anılarıma geri dönüyorum. Tanıştığımız zamanlarda ‘’Sadece hayallerimde mutlu
olabiliyorum’’ diyen kızın üç sene sonunda ‘’Artık hayal kurmuyorum’’ demesi
bana bir bira daha aldırtıyor. Anıları kenara bırakıp ortamı izliyorum. Esin
halen dans ediyor. Biramdan güçlü bir yudum alıp bir sigara daha yakıyorum.
Sahne ışığı gözüme çarpıyor, çarptıkça ortama katılmam daha da zorlaşıyor. Kendimi
iyi hissetmiyorum. Barda durmak istemiyorum, eve gitmek istemiyorum, sokağa
çıkmak istemiyorum. Her yer aynı yüzlerle dolu, her insan birbirinin kopyası.
‘’Sen anlat, ben uzun uzun dinlerim’’ dediği an aklıma geliyor. Onun
yanındayken genelde ağzımdan boşalırmış gibi konuşuyorum, asla susturmuyor.
Ortam kalabalık, iğne atılsa birinin götüne girecekmiş gibi. Kadınların çoğu
çok güzel, erkekler de çok yakışıklı. Bira şişesinden tam belli olmayan
yansımama bakıyorum, ortamın en çirkinini bulmak pek zor olmuyor. ‘’Ne
yapıyorsun öyle’’ diye soruyor Esin. Bunu sorarken dans etmeye ve sürekli
gülmeye devam ediyor. Cevap vermiyorum. Bir sigara daha yakıyorum. Kulağıma
eğilip ‘’Çok sigara içiyorsun’’ diyor. Bunu diyen kaçıncı kişi olduğunu tahmin
etmeye çalışıyorum bir süre. Gece çok ağır ilerliyor, artık burada durmak
istemiyorum. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkıyorum ve Esin’i orada bırakıp
dışarı çıkıyorum. Telefonu elime alıp Esin’i arıyorum. Uykulu bir şekilde
telefonu açıp ‘’Çok acil değilse yarın sabah arayayım mı?’’ diyor. ‘’Nasıl
istersen’’ diyorum. Birbirimize tatlı rüyalar diyoruz, kulaklığımı takıyorum ve
bir sigara daha yakıp evin yolunu tutuyorum.